AYDIN ERBAY ‘TÜRKİYE’DE MARKA OLMAK’
19 Ocak 2022‘de Hilton Mall Of İstanbul’da Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karademir liderliğinde gerçekleşen Lider Patronlar Birliği toplantısında, farklı sektörlerden şirket yöneticilerini bir araya gelerek, kendi alanlarında başarı kazanmış patronlar, birlik çatısı altında buluşarak, birbirlerinin iş hacminden ve referanslarından faydalanmak için bir arya geldi.
Toplantıya konuk konuşmacı olarak davet edilen Türkiye’de ve Dünyada marka olmuş, Türkiye’nin İlk ve tek Milli Spor Markası Lescon Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erbay, Türkiye’ye ve dünyaya mal olmuş Lescon markasının ve aynı zamanda bir fiil yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü yeni markası Tomart’ın marka yolculuğunu ve tecrübelerini paylaştığı, ‘’ Türkiye’de Marka olmak ‘’ başlıklı konuşması tüm katılımcılar tarafından ilgi ile dinlendi.
Toplantı süresince Samimi ve bilgilendirici açıklamalar yapan Erbay, yaptığı konuşmanın sonunda, katılımcıların isteği üzerine merak edilen soruları ayrıntılı olarak cevaplayarak, adeta Türkiye’de Marka olmanın reçetesini verdi. Aydın Erbay, genç girişimcilere marka olma sürecinde inançlı olmak kadar sabırlı olmaları gerektiğini, önce insan odaklı, sonrasında gelişen teknolojiye yatırım yapmalarını ve mutlaka gerçek bir marka hikayesi ile yola çıkmaları gerekliliği vurgusu yaptı. Erbay, her iki markasının hikayesinin oluşum sürecini anlatırken, kendisiyle birlikte tüm katılımcıları, adeta geçmişten bugüne bir yolculuğa çıkararak bu başarılı serüvene ortak etti.
Bizzat anlatırken yaşadığı ve tüm katılımcıların ayakta alkışlayarak dinlediği Aydın Erbay’ın
’ Türkiye’de Marka olmak’ konulu konuşmasının bir bölümünü ilgilenenler ve feyz almak isteyen siz okuyucularımız için yayınlamaktan onur duyarız..!
TÜRKİYE’DE MARKA OLMAK!
Değerli Katılımcılar her birinizi en kalbi duygularımla selamlıyor ‘’ hoş geldiniz’’ diyorum…
Türkiye’de bir dünya markası olan, Türkiye’nin ilk ve tek milli markası Lescon’un kurucusu olarak, yeni bir milli dünya markası oluşturmak için, tekrar yola çıktım. Birbirinden farklı sektörler olmasına rağmen, geçmiş tecrübelerimden aldığım güçle, Tomart Markasının da Lescon gibi, dünya markası olacağından hiç şüphem yok!
Ancak, yine de bu yol sabır, disiplin ve duruş isteyen uzun bir süreçten ibaret! Her iki Marka oluşumu ile olan sürecimi, farklı sektörler de olsa, marka olmak için ortak bazı kuralları içeren başlıkları, naçizane tecrübelerimden faydalanarak, sizlere şu şekilde söyleyebilirim;
Bir ülkede markalaşmak isteyen firmaların insana sisteme ve teknolojiye yatırım yapmak önceliği olmalı! Sonrasında hedef kitlesini çok iyi tanıması , pazardaki trendleri, müşteri beklentilerini ve algılarını iyi ölçmesi gerekir.
Markalaşma işine bu kriterlerle başlamakla birlikte, Ayrıca firmanızı yönetme mantığımızı da, günü birlik refleksler veya günü kurtarma fikri yerine, uzun vade planları kapsayacak şekilde zamana yaymalıyız. Unutmayalım ki, markalaşma kısa vadede olabilecek bir şey değildir!
Ve olmazsa olmazımız, markanızın mutlaka bir ‘’Marka hikayesi’’ olmasıdır. Bunun gerçek bir hikaye olması, tüketici ile duygusal bir bağ kuracaktır. Aksi halde, marka hikayesi sonradan oluşturulduğunda, tüketici gözünde samimiyetten ve gerçeklikten uzak bir hikaye ise, tüketicinin sizi sahiplenmesi zaman alacaktır!Mesela, Tomart’ın hikayesi, tamamen Annemin ekmeğime sürdüğü salçalı ekmek lezzetine duyduğum özlemi, dünyaya tattırma heyecanı ve sektördeki boşlukları görmem ile başladı diyebilirim. Sonrasında tabii ki, bu özlemi duyan ve bu başarıya inanan iş ortaklarımla bir araya gelerek, ortaya katkısız ve güvenli gıda üretimini ilke edinen, bir marka kurduk! Şimdi tüm çabamız, kuruluş felsefemizin, herkesin hikayesi olması!
Marka oluşumundaki bir diğer önemli faktör ise, AR-GE faaliyetlerine önem verip, benzersiz ve yeni ürünler geliştirmek için planlar oluşturmak ve her zaman milli değerlerimizi, geleceğe bırakacağımız şekilde güncelleyerek, ancak öz değerini koruyarak, yarına uygun hale getirmek olmalıdır!
Eğer gerçekten global anlamda marka olmak istiyorsak, Unutmamanız gereken en önemli şey ise, markalaşmanın kısa vadede sonuç verecek bir süreç olmadığıdır. Markalaşmak veya marka olabilmek için sabır göstermek gerekiyor. Bu sabırla, başlangıçta kararlaştırmış olduğumuz stratejilerimizi, hedeflerimiz doğrultusunda, emin adımlarla ilerleyerek uygulayabilmemiz de, çok büyük önem taşıyor..!
Değerli katılımcılar; Sizlere anlattığım naçizane bu reçete, Sanayicilik kariyerimde,40 yılı aşkın bir iş insanının gayretlerinden oluşan tecrübeler ve ülkesini çok seven, ülke geleceğinin teminat altına alınmasının, markalar bırakarak olacağını düşünen, bir vatan sevdalısının tavsiyeleridir..!
Saygı ve Sevgilerimle…
Aydın ERBAY