20 Şubat 2023 - Pazartesi

DEPREM, AFET, FELAKET, ŞEHADET VE KADER ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Japonya’da bir depremde, Türkiye’dekinin binde biri oranında ölüm yaşansa “Japonya AFAD Başkan Yardımcısı” oku hedef tahtasına değil, kendi kalbine atardı.

Yazar - Haluk Fikret
Okuma Süresi: 8 dk.
3818 okunma
Haluk Fikret

Haluk Fikret

halukfikret@hotmail.com -
Google News

DEPREM, AFET, FELAKET, ŞEHADET VE KADER ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Türkiye çok büyük bir deprem afeti/felaketi yaşadı. Yaşanıp da bitmedi ne yazık ki, başta depremden 1. Derecede etkilenen yöre halkı olmak üzere aile bireylerini, akrabalarını, dost ve yakınlarını, komşularını kaybeden milyonlarca ve bu ülkede deprem gerçeğiyle yaşamak zorunda kalan on milyonlarca insan, ne yazık ki depremin travmalarını (ekonomik, sosyal ve psikolojik artçılarını) uzun bir süre akıllarından ve yüreklerinden atamayacak.

Deprem afetinde küçümsenmeyecek sayıda bir insan grubu, aktif bir şekilde arama/kurtarma çalışmalarına katılırken, daha da büyük bir grup ellerindeki sınırlı olanaklarla maddi yardımda bulunmaya ve/veya yardımların toplanması, paketlenmesi, sevk edilmesi vb. faaliyetlere katıldı.

Sadece bizimkiler mi? 72 millet yardıma koştu. Hatta “Kahpe Yunanlar, Moskof Uşakları, Yahudi dölleri, Affedersiniz Ermeniler” dahi koca yürekleriyle afete uğrayan komşularının yardımına koştular…

Kimileri de bu doğal ve beklenen afeti “çağın felaketi” olarak tanımladı ve vefat edenlerin “şehadet makamına” erişeceğini, bunun “kader planının” bir sonucu olduğunu ileri sürdü. Allah verir, Allah alır şeklinde kanaat açıkladılar!

“Kendini din alimi olarak adlandıran” bazıları ise Allah neden Müslüman kullarını cezalandırıyor sorusunu? “Müslümanlar öte dünyada (cenneti alada) ağırlanacaklarından, bu fani dünyada küçük ölçekli cezalandırmalarının ibret verici olduğunu, “gavurların” ise nar-ı cehennemde katran kazanlarında kaynatılacaklarını, sonra derilerinin onarılmasını müteakip yeniden ateşe atılacaklarını ve bunun rutin bir şekilde sonsuza değin süreceğini” buyurdular!

DEPREM AFET MİDİR? FELAKET MİDİR? KADER MİDİR?

Yazılı tarih depremlerin bin yıllardır olageldiğini ve büyük felaketlere yol açmış olduğunu söylüyor.  Çağımızın bilim insanları ise depremlerin sel, su baskını, heyelan, kasırga, hortum, şimşek çarpması, yangın, yanardağ patlaması vb. gibi bir “doğal afet” olduğunu belirtiyorlar.

Devamında da doğal afetlerin insan aklı, yöntemleri ve yönetimleri ile bir felakete dönüşmesinin önüne geçilebileceğini belirtiyorlar.

Nitekim tarihte çok büyük can ve mal kayıplarına neden olmuş olan şimşek çakması/çarpması günümüzde (paratoner vb. önlemlerle) neredeyse tamamen engellenmiş bir doğa olayı olarak karşımızda duruyor.

Elbetteki deprem, şimşek ile kıyaslanamayacak büyüklükte bir doğal afet. Ancak buna rağmen dünyanın en çok sayıda ve büyüklükte depreme maruz kalan ülkesi olan Japonya’da deprem bir felaket olmaktan çıkarılabilmiş durumda.

Bunun nedeni dünyanın en fazla inanana sahip olan tek tanrılı dinlerin Tanrı’sının (İslam coğrafyasındaki adıyla Allah’ın) kullarını önemsememesi ya da koruyamaması ya da Şintoist Japonların Tanrıları Kami’lerin, kendilerine inananları daha çok sevip, korumaya almasından (daha da güçlü Tanrı olmasından) kaynaklanmadığı açıktır.

“Kuşkusuz ki böyle bir yaklaşım (gerçekle bağdaşır olmamasının yanı sıra) Allah’ın gücüne gider”

Gerçekle bağdaşmaz, çünkü deprem de diğer doğal afetler gibi dini inançla değil, ancak bilimsel bilgi ile açıklanabilir!

“VE BİL KADERİ, HAYRİHİ VE ŞERRİHİ”

Deprem kader midir? “Kader Planı” var mıdır? Bir açıdan bakıldığında evet!

Örneğin “KaKa TC’den, Cici TC’ye” (Adıyaman’a) gelen Gazi Mağusa Türk Maarif Koleji’nin 12-24 yaş arası 25 kız ve erkek voleybolcusunun tamamı deprem sonrası enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. 


Hiç kuşku yok ki bu kötü/kahpe kader(!) Eğer Japonya’da bir turnuvaya katılmış olsalardı, onları genç yaşlarında şehadet makamına yükseltmeyecekti! Hatta iyi oynarlarsa ancak kupayı kaldıracakları kürsüye yükselebilirlerdi...

Çünkü Şintoist Japonlar neredeyse hemen her yıl 9 şiddetine varan depremler yaşamalarına karşın can kaybı, hatta mal kaybı olmaksızın bu doğal afetleri kolaylıkla savuşturabilmektedirler.

Pekâlâ dünyanın nüfus ve ekonomik büyüklük açısından ilk 20 ülkesi arasında yer alan Türkiye’de, hiç mi (deprem konusu ile ilgili) bilim insanı yok, ya da devlet kurumları bu kadar mı liyakatsiz/duyarsız pespaye insanlar tarafından yönetiliyor?

Hem evet hem de “kocaman” hayır! Bir yanda acayip bir kıyafet ile kendisini izleyenlerin huzuruna çıkıp, ok atmak suretiyle “şov yapan” AFAD başkan yardımcısı varken, öte yanda da uluslararası yetkinlikte bilimsel çalışmalar yapan, son derece değerli akademisyenlere de sahip bir ülke Türkiye.

Nitekim Reslilience (Dirençlilik) Dergisinin 2019 yılında hazırlanıp, 2020 yılında yayımlanan Cilt 4 Sayı 1 (129-158) numaralı sayfalarında “Hatay İlinin Hasar dağılımı ve Etkilenen Kişi Sayısı” başlıklı (3. Nolu tabloda) adeta bugünkü felaket tablosu resmedilmiş bulunmaktadır.

DEPREM ÖLDÜRMEZ, KAPİTALİZM ÖLDÜRÜR!

TİP’ten, Denge Welat’a varıncaya dek “Benim Türk ve Kürt solcu kardeşlerim” bu sloganı sadece sosyal medyada paylaşmakla kalmadılar “İşçi emekçi Birliği” unvanlı bir STK, 13 Şubat Pazartesi günü İstanbul Şişli’deki büyük bir AVM’nin önünde, bu başlık altında miting düzenlemeye kalkıştı ve (utanç verici bir doğallıkla) onlarca kişi göz altına alındı…

Bu paylaşımları ve eylem girişimlerini yapan değerli kardeşlerime şu soruyu sormak gerekiyor. Hemen her yıl 9 şiddetine varan depremler yaşayan Japonya kapitalist bir ülke değil mi?

Değil, çünkü daniskası! Japonya, Hiroşima ve Nagazaki şehirlerinde atom bombaları ile 400.000 “bebek/yaşlı” sivil insanı katleden ABD emperyalizminin  (aynı kaderi paylaşan -yerle yeksan edilen- Almanya’dan sonra) en fazla askeri üssüne ev sahipliği yapan, emperyalist sistemin en önemli ülkelerinde birisidir.

Japonya’nın bu durumu kapitalizmi aklamaz. Çünkü Türkiye’de her yıl 2000’i, dünyada ise 500.000’i aşkın “iş cinayeti yaşanmakta olup, bunun asli müsebbibi de tek amacı kar olan “vahşi kapitalizmdir! Unutulmamalıdır ki “kapitalistler, uygun fiyat verilirse, kendilerini asacak ipi bile satarlar” şeklinde “ironik” bir deyim vardır!

Ancak Türkiye’yi gelişmiş kapitalist Japonya’dan ayıran tek şey sadece iktisadi olarak geride olması değil, aynı zamanda ve asıl olarak bilimden uzak olmasının yanı sıra demokrasi kültüründen ve demokratik denetimden uzak olması “çağdaş kapitalizm yerine, bir yağma/talan/mafya kapitalizminin” uygulanmakta olmasıdır.

Japonya’da bir depremde, Türkiye’dekinin binde biri oranında ölüm yaşansa “Japonya AFAD Başkan Yardımcısı” oku hedef tahtasına değil, kendi kalbine atardı. Yani "Yerli ve Milli Japon Töresi” gereğince “harakiri” yapardı!

  • Eskişehir Teknik Üniversitesi tarafından yayınlanan Resilience dergisi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını esas alan dirençlilik ve afet yönetimi ile ilgili araştırmaların değerlendirilmesi ve ulusal/uluslararası literatür ile paylaşılmasına imkân sağlayan bilimsel bir süreli yayındır.

Yılda 2 kez yayınlanan dergi, uluslararası hakemli dergi olup yıl içinde güncel konularda da özel sayılar çıkarmayı amaçlar.

  • https://dergipark.org.tr/tr/pub/resilience/issue/54609/638838
#
Yorumlar (3)
23.02.2023 12:54
Harika bir değerlendirme olmuş. Anlayana tabii ki!
Üstün Yıldırım
20.02.2023 19:26
Dunya içinde Türkiye 'nin yeri ve durumu güzel anlatılmış. Sağolun.
CEMİL KOÇ
20.02.2023 16:37
Harika bir analiz okudum. Ülkemizi yöneten ve seçimlerden sonra yönetecek olan kadroların, yararlanmalarını temenni ederim. Teşekkürler.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler bahis siteleri siyahbet giriş blossomtips.com