CUMHURİYET: BİR HALKIN KADERİNİ ELLERİNE ALDIĞI GÜN
Bir millet, küllerinden yeniden doğarak egemenliği saraydan alıp halka verdi. Atatürk’ün devrimleriyle kurulan Cumhuriyet; bugün özgürlüğümüzün ve eşitliğimizin en büyük teminatıdır.

Müge Meşe
[email protected] -102 yıl önce bugün, bir millet tüm dünyaya tarihte eşine az rastlanan bir irade gösterdi:
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! dedi.
Bu cümle yalnızca bir rejim değişikliğini değil; hayatın her alanında yeni bir başlangıcı ilan ediyordu. Çünkü Cumhuriyet, bir milletin ayağa kalkışı; karanlığı yarıp ışığa doğru yürüyüşüydü.
Oysa başlangıç kolay olmadı…
Yoksulluk vardı, yılgınlık vardı, yorgun bir halk ve harabeye dönmüş bir ülke vardı. İşgaller altında nefesi kesilmiş, umudu kırılmaya yüz tutmuş bir coğrafya… Ama tam da o anda bir lider çıktı sahneye: Mustafa Kemal Atatürk.
Savaş meydanlarında kazandığı zaferle yetinmedi. Çünkü zafer bir son değil, asıl büyük mücadelenin başlangıcıydı. O, geleceği yalnızca askeri başarılarla değil; bilimle, eğitimle, üretimle, kadınların ve gençlerin özgürlüğüyle inşa etmek gerektiğini biliyordu.
Daha Cumhuriyet ilan edilmeden, İzmir İktisat Kongresi’ni toplayarak yeni devletin ekonomik temelini attı. Kapitülasyonlarla kelepçelenmiş bir ekonomiyi özgürleştirmek, dışa bağımlı değil; üreten, sanayileşen, kendi ayakları üzerinde duran bir Türkiye yaratmak istiyordu.
Bir yandan fabrikalar kuruluyor; diğer yandan cehalet zincirleri kırılıyordu.
Köy Enstitüleri, halk evleri, modern üniversiteler… Eğitim, imtiyazlı bir sınıfın değil; her bir yurttaşın hakkı sayılıyordu.
Ve en önemlisi…
Kadınlar bugüne kadar hiç sahip olmadıkları haklarla toplumun tam kalbine yerleşiyordu.
Seçme ve seçilme hakkı, hukuk önünde eşitlik, eğitimde fırsat…
Atatürk biliyordu ki:“Kadını özgür olmayan toplum gerçek anlamda özgür olamaz.”
Cumhuriyet, yalnızca siyasi bir yönetim modeli değildir.
Cumhuriyet; aklın, bilimin, vicdanın ve adaletin egemen olduğu yeni bir yaşam biçimidir.
Kulluğun değil, vatandaş olmanın adıdır.
Bugün 102 yaşındayız…
Bizler bu büyük devrimin evlatlarıyız. Ve biliyoruz ki Cumhuriyet, yalnızca miras değil; korumamız ve daha ileri taşımamız gereken bir emanettir.
Dünyanın yeniden karanlıkla sınandığı bir çağda, Cumhuriyet;
özgürlüğümüzün sigortası, eşitliğimizin temeli, onurumuzun en yüksek ifadesidir.
Ve o yüzden bugün Cumhuriyet her zamankinden daha değerlidir…
Her zamankinden daha çok korunmaya, daha çok yüceltilmeye muhtaçtır.
Ve Bugün …Cumhuriyet
Biz korudukça yaşayacak,
Biz geliştirdikçe güçlenecek,
Biz sahip çıktıkça sonsuza dek ayakta kalacaktır..!
Müge Meşe