8 MART KADINLAR GÜNÜ
Biz bu ay yine onlarca kadının kaybedilen hayatı üzerinde uzun ve hamasi söylevler verenlerin sözleri ve kahreden sessizlikleri arasında 8 Mart Dünya Kadınlar gününü anacağız. Kutlayacağız demek içimden gelmedi.

Esin Mumcuoğlu
esinmu@hotmail.com -Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ya da bir diğer adıyla Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Kadın hakları dünyanın dört bir yanında büyük etkinliklerle gündeme geliyor.
Peki Dünya Kadınlar Günü nasıl ortaya çıktı?
Bu bir kutlama mı, protesto mu?
8 Mart 1857 de New York kentinde tekstilde çalışan kadın işçilerin düşük ücret, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı koşulları protesto ederek grev yapan işçilere polisin saldırması, fabrikaya kilitlemesi ve ardından çıkan yangın dolayısıyla 129 kadın işçi can vermiştir.
Bu tarih kadınlar gününün başlangıcı olarak kabul edilir.
Bu olaydan yaklaşık 53 yıl sonra, Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’da toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olmasına oy birliğiyle karar verilmiş, 1977 ‘de de UNESCO 8 Mart’ı Dünya Kadınlar günü olarak açıklamıştır...
8 Mart sadece kadınları anmak, kutlamak, övgüler yağdırmak için değil, kadın hakları, kadın-erkek eşitsizliği, kadına şiddet gibi konuların da tartışılması, gündeme gelmesi, kadınlarımıza daha çok değer vermemizi sağlar.
Bu tarih insanlara kadın haklarının nerelerde başladığını da hatırlatır.
Gelişmekte olan tüm ülkeler gibi ülkemizde de kadın hakları maalesef henüz istenen seviyelerde değil.
Atatürk kadınlarımızın medeni, sosyal, siyasi haklarına kavuşmalarını çok istedi. Bunu büyük ölçüde başardı da. Türk ailesinin kuruluşunu düzenleyen Türk Medeni Kanunun kabulü ile toplumsal ve ekonomik hayatta kadın erkek eşitliği sağlanmıştır.Türk kadınına seçilme hakkı Fransa, İtalya ve İsviçre’den daha önce tanınmıştır.
Cumhuriyetin kurulması ile kadınlarımız bilim dünyasında, yüksek eğitimde, meslek sahibi olmada, kamu alanlarında, iş yaşamında rahat ve emin adımlarla çağdaş medeniyet koşullarından yararlanabilmişlerdir.
Ama son senelerde verilen haklarının bile erozyona uğradığını görmek çok üzücü...
Bugünün anlamını çevremizdeki kadınlara hediyeler alıp kutlamalar yapmak, eğlenmek için bir sebep olarak görmek gibi dar ve kısır alanlara hapsetmek en azından bu uğurda can vermiş olan kadınlara haksızlık olur.
Bu bir farkındalık günüdür ve kadınlarımızın değeri sadece bir güne sığdırılamaz..
Ne yazık ki her gün yüzlerce kadının psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğü, öldürüldüğü ya da tecavüz edildiği bir dünyada yaşarken, yapabileceğimiz en önemli şey, çocuklarımızı doğru bir bilinçle yetiştirmek, onların bu konuda farkındalığını ve duyarlılığını artırmaktır.
Ancak bu şekilde daha bilinçli bir toplum haline gelebiliriz ve doğru yönde ilerleyebiliriz.
Dünya üzerinde pek çok ülkede zaman zaman şiddet olayları yaşanıyor. Şiddeti ve şiddet uygulayanları engellemek mümkün değil belki ancak yaşanan olaylar sonrasında hem toplum olarak hem de birey olarak vereceğimiz tepki bu tip olaylara kalkışanlar için caydırıcı olacaktır.
Bu da yok edemesek bile en azından azaltacaktır.
Kurtarabildiğimiz her can, her kadın çok önemli.
O kadınlar anne çünkü, o kadınlar evlat, kız kardeş, o kadınlar eş.
Ve o kadınlar insan.
Sevgili Neşet Ertaş’ın dediği gibi; Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu.
Kadın olmazsa empati olmaz, kadınlar olmazsa vicdan olmaz. Kadınlar olmasa sevgi olmaz. Kadınlar olmazsa hak, kukuk, adalet olmaz. Aile olmaz, toplum olmaz.
Bütün bunları öğretendir kadın...
Eğiten, yol gösteren, ışık tutandır. Kadın ailedir, toplumdur.
Kadınlar olmazsa yarım kalırız...
Biz bu ay yine onlarca kadının kaybedilen hayatı üzerinde uzun ve hamasi söylevler verenlerin sözleri ve kahreden sessizlikleri arasında 8 Mart Dünya Kadınlar gününü anacağız. Kutlayacağız demek içimden gelmedi.
Kutlamak için iyileştirilen, güzelleştirilen ve sürdürülen olumlu gelişmeler olması lazım.
Sizce var mı?